Devlet Kavramı Nedir ?



Devlet, günümüzde artık yurttaşların hizmetlerden en kolay ve en ucuz bir biçimde yararlanmalarını sağlamakla değil, daha soyut ve genel bir deyişle, yurttaşların mutluluğunu da gerçekleştirmekle yükümlüdür.



DEVLET KAVRAMI:



Devlet, insanların toplum yaşamında başvurdukları bir örgütlenme biçimidir ve siyasal bir organizasyondur (Tanilli,1993:9). Ulusal sınırlar içerisinde yaşayan insanların ortak nitelikteki gereksinimlerini karşılamak devletin temel amacıdır (Nadaroğlu,1994:3). Bu temel amacı gerçekleştirecek devleti dar ve geniş anlamda tanımlamak mümkündür. Dar anlamda devlet, kamu tüzel kişilerinin yalnızca merkezi ve siyasal nitelikte olanlarını kapsar. Geniş anlamı ile devlet, örgütlü kamu gücünün bütününü ya da kamu tüzel kişilerinin hepsini içerir (Örnek,1988:82). Devleti diğer kurumlardan ayıran başlıca özellikleri ise devletin en geniş hacimli örgütlenme biçimi olması, ileri düzeyde işbölümü sonucu devletin faaliyetlerinin gerçekleşmesi ve tüm bunları yapabilecek erke sahip olmasıdır. Devletin bu erki elinde bulundurması ise egemenlik kavramı ile tanımını bulur.



Devlet her şeyden önce sosyal bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra devlet kavramındaki tanımsal ve işlevsel farklılaşma devletin tarihsel bir gerçeklik olarak da ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Çünkü devlet, insanlık tarihinin belli aşamalarında ortaya çıkmıştır ve bu aşamalar içinde şekillenmiştir. Tarihin değişik dönemlerinde devletin tanımlanmasında farklılıkların olması da devletin tarihsel bir gerçeklik olmasındandır (Tanilli,1993;9). Günümüz çağdaş devlet tanımı bu tarihsel süreç içerisinde anlamını kazanmıştır. Zira devlet tanımlaması yaşanan çağın özelliklerine, siyasi ve idari yapısına, ideolojik yaklaşımlara göre farklı şekillerde yapılmıştır.



M.Ö. V. yüzyılda Atina'da ortaya çıkan sofistler,devleti insan yapısı ve insanların güven içerisinde yaşayabilmeleri için az zahmetle çok iş başarabilmelerinin aracısı olan kurum olarak tanımlarlar(Göze,1986:1). Platon ise devleti, toplumun oluşum nedeni, insanlar arasındaki işbirliği yapma zorunluluğunun sonucu olarak görür. Platon'a göre bu işbölümü ve uzmanlaşma toplumu giderek büyüterek beraberinde ütenler ve toplumu yönetenler olmak üzere iki sınıf oluşacaktır (Eflatun,çev:Eyüboğlu 1962:552).



Ortaçağda ise sosyal, siyasal, ekonomik ve yasal düzeni belirleyen sistem feodalite ve feodal düzende sosyal yapıyı belirleyen topraktır. Toprağı elinde bulunduranlar aynı zamanda siyasal iktidarın da sahibidir. J. Bodin, devleti; “birçok ailenin ve onların ortak mallarının egemen güç tarafından yönetilmesidir” şeklinde tanımlar. Hobbes'a göre; devletin varlık nedeni, barış ve güvenliğin sağlanması, adaletin eşit dağılımı, muhtaç durumda olanlara yardım etmek ve toplumun mutluluğu için gerekli yasaları yapmaktır. J.J. Rousseau toplumsal sözleşme sonucunda sözleşmeye katılan kişilerin varlığı dışında sözleşme ile manevi ve kolektif bir gücün oluştuğunu, bu kolektif kişiliğin ise devlet olduğunu söyler. Saint Simon ise devletin siyasal ve hukuki kurumun ötesinde ekonomik bir kurum olduğunu ileri sürer. Marx'a göre sınıflara bölünmüş bir toplumda devlet, ekonomik bakımdan egemen olan sınıfın siyasal gücünü ifade etmektedir (Göze,1986:24‑320).



Tüm bu değişik tanımlamalar tarihsel süreç içerisinde, devlete bakış açısındaki değişimleri göstermektedir. Günümüzde de farklı tanımlamalar yapılmaktadır. Bu tanımlamalardan bazıları şunlardır:



1. ülke, insan topluluğu, iktidar ve hukuk düzeni gibi devletin ana unsurlarını içeren tanımlamaya göre devlet; belli bir ülke sınırları içerisinde yerleşmiş, zorlayıcı yetkiye sahip, bir üstün iktidar tarafından yönetilen insan topluluğunun meydana getirdiği siyasal kuruluştur (Kapani,1989:35).



2. Kurumsal örgütlenmeyi ön plana çıkaran başka bir tanıma göre ise devlet, kurumsallaşmış bir siyasal iktidar;kendine bağlı insanların güvenliğini sağlamak üzere kurulmuş etkin bir sosyal örgütlenme biçimi;en yüksek düzeyde ve değerleri kapsayan bir egemenliğe bağlı, sivil toplumun kendi kendisinin bilincine varmasını ifade eden belirli bir toprakla sınırlı siyasal iktidardır (Çam,1990:305).



3. Ekonomik yanı ağır basan devlet tanımında ise devlet;vergi koyma ve toplama,para basma ve toplum adına borçlanma tekelini elinde tutan , bu yolla topladığı gelirleri cari, transfer ve yatırım harcaması şeklinde harcayan, yurttaşlar arası sorunların çözümünde hakem rolü üstlenen ve bu yolda kuvvet kullanabilen, hak ve özgürlükleri güvence altına alan organize bir güçtür (Demir,1997:2).
Sosyal Medyada Paylaş! :
 
Support :
Copyright © 2012. Güncel Malatya Haberleri - Eğlenceli Haberler - Tüm Hakkı Saklıdır.
Site Dizayn by Webtam Malatya Haber Site Yayın Akışı