En Son Haberler
Spor Fıkraları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Spor Fıkraları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Türk Yönetim Felsefesi

Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verildi. Her iki takımda performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçti.Büyük gün geldi ve iki takımda kendini hazır hissediyordu..
Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar....
Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmıştı.Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi.Yapılan araştırmalar,analizler ve uzun çalışmalar sonucu hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi. Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor,1 kişi dümencilik yapıyordu. Türk Takımında ise 1 kişi kürek çekiyor,8 kişi dümeni kullanıyordu. 9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandı. Yeni yapılanma şekli şöyleydi; 4 dümen müdürü, 3 bölgesel dümen müdürü, kürek çekmekle görevli kişinin performansından sorumlu bir Dümen yöneticisi, ve kürek çekme elemanı.
İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar.Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu Hemen harekete geçti;Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu ve müdürlere Sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verildi.

Berabere

Futbol maçı başlamadan önce iki takımdan birinin kaptanı, hakemi bir köşeye çekip:
- "Hocam," der "Sen bizim takımın durumunu bilmezsin... "
- "Bu maçı bize kaybettirecek olursan, bizimkiler seni ne yapar bilir misin?"
- "Ne yaparlar?"
- "Seni parça parça ederler..."
Hakem cevap verdi:
- "Anlaşıldı, siz bu oyunda berabere kalacaksınız..."
- "Neden?"
- "Öteki takımın kaptanı da bana aynı sözleri söyledi de ondan!..."

Derbi maçı

Derbi maçından bir gün önce, iki taraftar konuşurlarken, biri sorar:
- Yarın maça geliyor musun?
- Hayır gelmiyorum, karım izin vermiyor.
Diğeri: - Bak, bu işin kolayı var. Maçtan iki saat önce karımı kucaklıyorum, yatak odasına götürüyorum. Üzerindeki parçalarcasına çıkarıyorum, deliler gibi sevişiyoruz. O mutlu bir şekilde yatarken, ben de kaçıp koşa koşa maça geliyorum. Sen de bu yolu dene. Önceleri benim karım da izin vermiyordu.

- Olur.
Maçtan sonraki gün iki arkadaş yine buluşurlar: - Dünkü maçta yoktun? Yoksa dediklerimi yapmadın mı?

- Yaptım, ama bak anlatayım. Maçtan iki saat önce, dediğin gibi karımı kucaklayıp yatak odasına götürdüm. Önce giysilerini parçalarcasına çıkardım, sonra yatağa fırlattım. Tam pantolonumun düğmelerini açarken, "Yahu boşver, bizim takım bu sezon bunca zahmete değecek kadar güzel oynamıyor zaten." deyip vazgeçtim.

Elendik

Takımın bütün futbolcuları kadının peşindeydiler. Kadın kaleciden başlayıp, sağbek solbek derken santrfora kadar ulaşır. Klubün kutlama gecesinde ise solaçığın kolunda gelir.
Bu işe şaşıran idarecilerden biri santrforu bir köşeye çekerek sorar:
- Yakın zamana kadar, bu kadının gözdesi sen değil miydin?
Santrfor cevap verir:
- Evet, efendim öyle idi, ama finallerde elendik.

Yollar kaç şeritliydi

bir minibüs şöförü kaza yapar. farı kırılır. fardan bir cin çıkar.

cin: dile benden ne dilersen...

şöför:bütün yollar 4 şeritli olsun

cin: buçok zor başka bir şey söyle

şöför: cimbom şampiyon olsun

cin: yollar kaç şeritli olsun demiştin.

Zidane

Fatih Terim bir gün İtalyadaki Trapattoni ye gitmiş ve demiş ki:
- Bizimkilerde futbolcu sizinkilerde; siz niye bu kadar başarılısınız da biz değiliz?
Trapattoni " Bak şimdi anlayacaksın" demiş ve Zidane ı çağırmış, demiş ki
- Bak Zidane. Babanın oğlu olup da senin kardeşin olmayan kişi kimdir?
Zidane
- Benim... demiş.
Fatih Terim in bu çok hoşuna gitmiş ve hemen Türkiye�ye gelip antrenmanda olan Hakan Şükür ü çağırmış, demiş ki
- Hakan babanın oğlu olup da kardeşin olmayan kişi kimdir?
Hakan düşünmüş bulamamış ve hemen Ergün ün yanına gitmiş.Soruyu Ergün e sormuş. Ergün cevap olarak
- Benim demiş.
Hakan büyük sevinçle hocasına gelmiş. Hocam " Buldum buldum Ergün müş." demiş.
Fatih Terim de :
- Ne Ergün ü oğlum Zidane Zidane... demiş

Degaj

Karadeniz de bir evde yangın çıkmıştı.
Bir kadın kucağında çocukla damın tepesinde kalakalmıştı.İtfaiye geldi, ama kadın bir türlü çocuğu aşağı atmıyordu.

Birlikte cayır cayır yanacaklardı. Derken kalabalığın arasından Temel fırladı :
-At yenge, çocuğu aşağı at.Ben Sürmenespor un kalecisiyim.Çocuğu tutarım.

Kadın inandı ve attı.
Temel nefis bir atlama ile çocuğu yakaladı.
Sonra üç kere yere vurup degajını yaptı..

Kamp

Otel odasindan telefon eden kadin arkadasi bayana:
- Kaldigim otele kamp yapmak üzere bir futbol takimi geldi.
Telefonun diger ucundaki kadin:
- Sen sekse düskün bir kadinsin. Nasil takimdan memnun musun?
- Henüz bir sey söyleyemem. Bu gece de sol açigi deneyecegim.

Fb 6 GS 0

6-0 biten Galatasaray Fenerbahçe maçından sonra galatasaray lı arif tanınmamak için yaşlı bir adam kılığına girer ve bir cafe ye gider. Cafe de yanına yaşlı bır bayan yanaşır ve :
-Naber Arif, der.
Bunun üzerine Arif delirir nasıl tanıdı bu kadın beni diye düşünüp durur. Ertesi gün yine aynı cafede aynı kadın yanaşır Arifin yanına yine
-naber Arif.
3. gün Arif cok değişik bır kılıkta gider cafeye ve yine aynı kadın yanaşır ve yine:
- Naber Arif.
Arif dayanamayıp sorar nerden tanıyosun beni diye.
Yaşlı teyze :
- Olum benim lan kaptan Bülent....

Box maçı

Bir gün Temel Mike Tayson ile ünvan maçına çıkmış.
Daha ilk yumrukta Temel nakavt olmuş.
Hakem bir, iki, üç dört.. sayarken menejeri Temel in kulağına;
- Sakın dokuzdan önce kalkma.
Temel hafifden gözlerini aralayarak menejerine;
- Saat kaç?

UEFA Bilgisayar Proğramcılarını Kovdu

UEFA ÇALISANLARININ iSYANI
UEFA bilgisayar programcilarini isten cikardi,(reuters-cenevre)
UEFA merkezinden yapilan aciklamaya gore fenerbahce hakkinda bilgi almak icin uefa/championsleague.com sitesine girenler, "bu isimde bir takim kayitlarimizda bulunmamaktadir" yanitini almalari uzerine şikayette bulunmuslar.
yapilan arastirmada bilgisayar sisteminin sampiyonlar liginde puan alamayan takimlari kaydetmedigi ortaya cikmis.
bilgisayar bolumu sefi hans gunter "hatamizi kabul ediyoruz,bilgisayar
programini hazirlarken iki buyuk ihtiyatsizligimiz oldu;ilki bir takimin hic puan alamayacagini aklimiza getirmememiz, ikincisi ise fenerbahcenin
sampiyonlar ligine katilabilecegi ihtimalini ongormememiz " aciklamasini yapmis...

Beşiktaş

Beşiktaş ekibi istanbula gelir, maç saatine yakın stata girerler.. stata
takımdan ayrı gelen SERGEN, takımın motivasonunun çok düşük olduğunu
görür, suratlar asıktır, - Ne oldu neden yüzünüz gülmüyor diye
sorar. Takım arkadaşlarından biri,
- Ne olsun böyle bir takımla oynamak zorunda kaldığımız için
canımız sıkkın, der..
bunun üzerine SERGEN:
-Pekala çocuklar, hadi siz gidin kadıköy ü gezin, ben tek başıma
sahaya çıkar oynarım, der.. Ve takım çocuklar gibi sevinerek stattan
çıkıp kadıköyü gezmeye giderler.. Maç başladıktan 10 dk sonra BEŞİKTAŞ
takımı stata döner, skor; BEŞİKTAŞ 1-Fenerbahçe 0.. e tabi bu durumda
daha da bir keyiflenirler ve tekrar dışarı çıkar gezmeye başlarlar..
Maç bittikten sonra stata döndüklerinde, maçın 1-1 bittiğini görürler, FB
adına Ortega, 85. dakikada bir gol atmıştır.. Takım arkadaşları hemen
SERGEN E koşarlar ve onu coşkuyla tebrik ederler..
Ama SERGEN üzgündür. - Özür dilerim arkadaşlar, sizi mahçup ettim, der.
- olur mu öyle şey, der BEŞİKTAŞ takımı, sen koskoca bir takımla tek
başına oynayıp yenilmedin, daha ne olsun..
- Ama, der SERGEN, 12. dakikada kırmızı kart görmüş olmam gerçekten benim için utanç vericiydi.

Hasta Fenerli

Hasta Fener li, gerçekten de hasta olur ve ölüm döşeğine
düşer.
Her zaman maçlara birlikte gittiği fanatik arkadaşları ziyaretine gelirler son defa görelim diyerek...
- Allah ın takdiri... Elden birşey gelmez ama son bir istediğin varsa bari onu yerine getirelim..
- O zaman beni galatasaraya üye yapın !..
Herkes birbirine bakar :
- Yav sen doğuştan Fener li değil misin ?.. Ne yapıyorsun sen?!..
Hasta Fenerbahçelinin birden yüzü güler :
- Ülen !.. Bir Fenerli öleceğine, bir galatasaraylı ölsün be !..

Fenerin Hali

Kadın arkadaşına kocasıyla cinsel hayatının monotonluğu ile ilgili dert yanmaktaydı.

-Ah kardeş artık ne elliyo ne yokluyo, ayda yılda bi çok canı çektikçe yaklaşıyo. Varsa yoksa 24 saat futbol.

-Ah şekerim bunu halletmek çok kolay, der arkadaşı ve devam eder; hangi takımlıydı senin kocan?

-Galatasaraylı. Ne olmuş ki?

-Bak şimdi akşam eve gittiğinde kocan işten gelmeden fenerbahçe formasını giy bekle bakalım ne olacak.

Ertesi gün kadın tekrar arkadaşına mutlu bir şekilde gelir ve anlatmaya başlar.

-Ay şekerim verdiğin fikir için çok teşekkür ederim. Eve gittim fenerbahçe formasını giydim. Ardından kocam gelip beni o formanın içinde görünce vay efendim sen benim galatasaraylı olduğumu bilmiyomusun da bu formayı giyiyosun diyerek üstüme bi atladı sabaha kadar 5 postayı sayabildim gerisini hatırlamıyorum.

-Ben sana dedim artık bol zevkli geceler dilerim, der arkadaşıda.

Aradan günler haftalar geçer adam her akşam gelipte formayı karısının üstünde gördükçe dellenip sabaha kadar kadını posta manyağı yapar. Kadın gittikçe halsizleşmiştir. Tekrar arkadaşına gider ve anlatır.

-Kardeş kocam boğa gibi oldu dur durak bilmiyo. Bak sana iğne iplik gibi kaldım her gece onlarca defa sevişmekten, der. Arkadaşı devam eder;

-Şekerim o zaman bu akşam eve gidince kocan gelmeden galatasaray formasını giyde bekle bakalım ne olacak.

Kadın akşam eve gider ve galatasaray formasını giyer ve bekler. Kocası eve geldiğinde birde bakar ki karısı galatasaray formasını giymiş. Kendinden emin bir tavırla şöyle der;

-Ya işte biz adamı böyle *ike *ike cim bomlu yaparız.
 
Support :
Copyright © 2012. Güncel Malatya Haberleri - Eğlenceli Haberler - Tüm Hakkı Saklıdır.
Site Dizayn by Webtam Malatya Haber Site Yayın Akışı