En Son Haberler
Haberler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Haberler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İnternet Sansür Kararları Hakkında Btk Başkanı Gerçeği Açıkladı



Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, İnternetin Güvenli Kullanımı Yönetmeliği kapsamında öngörülen düzenlemenin çarpıtıldığını belirterek, standart pakette herhangi bir değişiklik olmayacağını ifade etti

BTK tarafından hazırlanan ve 23 Şubat 2011'de yayınlanan İnternetin Güvenli Kullanımı Yönetmeliği ile ilgili açıklamalarda bulunan Acarer, benzeri düzenlemelerin Avrupa ülkelerinde de bulunduğunu, bunun bir ''sansür'' olarak algılanmasına şaşırdıklarını belirtti.

Düzenlemeyle standart paket dışında aile, çocuk ve yurt içi paketleri oluşturulduğunu, yeni filtrelemelerin bu üç paket için geçerli olduğunu söyleyen Acarer, standart pakette mevcut uygulamadan farklı bir filtrenin söz konusu olmayacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Bir olay bu kadar çarpıtılır mı, pes diyorum. Şu anda herkes standart tarifede. Şimdi üç tane daha paket getiriliyor. Bu paketlerin de fiyatları farklı olsun deniyor. İnterneti sadece çocukların kullandığı abonelikler için belli bir filtrelemeyle hizmet verecek olan Çocuk paketi, biraz daha geniş alanda hizmet verecek Aile paketi ve erişime engelli sitelerin yüzde 99'unun yurt dışı kaynaklı olması gerçeğinden hareketle yurt içi paketi uygulamaya girecek.

Şimdi biz herkesi çocuk paketine alsak eleştirilere hak verirdim. Ancak bu uygulamayla zaten herkes standart paket içinde kalacak. Ancak isterse diğer paketler için başvuruda bulunacak. Bunun neresi sansür. Standart paket şu anda neyse aynen devam edecek. Şu ankinden farklı bir filtre koyulmayacak. Standart tarifede bir internet sitesinin içeriğinde bir suç varsa zaten erişime engelleniyor. Bunun dışında artı bir şeyler yapacak halimiz yok. Filtre diğer paketlere getiriliyor.''

''KONUNUN ŞİMDİ GÜNDEME GETİRİLMESİ SİYASİ''
BTK Başkanı Acarer, yönetmeliğin Şubat ayında yayınlanmasına rağmen Mayıs ayında tartışılmasına anlam veremediğini, eğer bir sansür iddiası varsa neden bunu söylemek için 2.5 ay beklendiğini merak ettiklerini söyledi.

Acarer, ''Konunun şimdi gündeme getirilmesinin nedeni konusunda yorum yapmayacağım ama Şubat ayında alınan bir kararın Mayıs ayında gündeme getirilmesinin nedeni bence siyasi, başka bir izahını yapamıyorum'' dedi.

Türkiye'nin internet özgürlüğü konusunda sorunu olan bir ülke olmadığını, bu konuda açıklanan uluslararası raporlara katılmadığını kaydeden Acarer, İngiltere ve Almanya'da erişime engellenen site sayısının Türkiye'nin üç katı düzeyinde olduğunu savundu.

Türkiye'de sitelerin ya mahkeme kararıyla ya da BTK'nın incelemesi sonucu kapatılabildiğini ve sansasyon yaratan tüm kapatmaların mahkeme kararlarıyla gerçekleştiğini söyleyen Acarer, BTK'nın engellediği sitelerin yüzde 55'inin aşırı müstehcenlik, yüzde 40 civarının da çocuk pornosu nedeniyle engellendiğini kaydetti.

Mahkeme kararıyla gerçekleşen kapatmalarda da bir sistem değişikliğine ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Acarer, ''Mahkeme karar almış, alırken de ne var ne yok tüm adresleri yazmış. Bazı kapatmaları biz de gazetecilerden öğreniyoruz. Çünkü mahkeme aldığı kararı doğrudan ISP'lere bildiriyor. Belki bunun gözden geçirilmesi lazım. Bu işlemler İletişim Başkanlığı'nın üzerinden uygulanabilir'' diye konuştu.

Acarer, Türkiye'de erişime engellenen site sayısıyla ilgili bilgi verilmediğini, gazetelere yansıyan 37 bin rakamının da kendileri tarafından verilmediğini belirterek, ''Rakam o değil ama o civarlarda bir şey'' dedi.

Tüketiciyi koruma yönünde bir çok örnek düzenleme yaptıklarını, bunların kamuoyunda gündeme gelmediğini, bir çok düzenlemenin de ''sansür geliyor'' başlığıyla verilmesinden rahatsız olduklarını kaydeden Acarer, ''Her adımımızda acaba sansür mü diyecekler diye düşünür hale geldik'' diye konuştu.

Kpds SINAVI Değişti - Kpds Soruları 2011 Bilgisi


Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 22 Mayıs'ta yapılacak Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı'nda (KPDS) 80 sorunun bulunacağını bildirdi.

ÖSYM'den yapılan açıklamada, 22 Mayıs Pazar günü yapılacak 2011-KPDS İlkbahar Dönemi sınavında çoktan seçmeli sorulardan oluşan testlerin yer alacağı belirtilerek, sınavın Almanca, Arapça, Bulgarca, Farsça, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, İtalyanca, Rusça ve Yunancadan yapılacağı belirtildi.

Adaylara verilecek soru kitapçıklarında 80 sorunun bulunacağı bildirilen açıklamada, soruların sözcük bilgisi, dil bilgisi, çeviri ve okuduğunu anlama sorularından oluşacağı kaydedildi.

Açıklamada, sınava girecek adaylara yardımcı olmak üzere İngilizceden örnek sorular hazırlandığı belirtilerek, çoktan seçmeli sorulardan oluşan diğer testlerdeki soruların da benzer şekilde olacağı ifade edildi. Adaylar, İngilizce soru örneklerine ÖSYM'nin internet sitesinden ulaşabilecek.

KPDS'de daha önce 100 soru yer alıyordu.

Türk Ekonomisi Büyümesi Avrupa ile Farkı Kapatacak

Yandaki resime tıklayarak bakabilirsiniz.
2002 yılından beri istikrarlı büyüme trendine giren Türkiye ekonomisi, Avrupa ekonomileri ile farkı giderek kapatıyor.
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) tahminlerine göre, son 18 yılda Türkiye, milli gelirini yüzde 163 artırarak 869 milyar dolara yükseltti. Aynı dönemde, İspanya, İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya ve İtalya'nın milli gelirindeki artış Türkiye'nin gerisinde kaldı. Raporda, Türkiye'nin toplam Avrupa ekonomisi içindeki payının da sürekli arttığına dikkat çekildi.

2002 yılından beri istikrarlı büyüme trendine giren Türkiye ekonomisi, Avrupa ekonomileri ile farkı giderek kapatıyor. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Ekim 2009 raporu tahminlerine göre, 1992-2009 döneminde Türkiye, satın alma gücü paritesine göre, gayri safi yurtiçi hasılasını (GSYH) cari fiyatlarla yüzde 163,12 artırarak 330,3 milyar dolardan 869,1 milyar dolara yükseltti. Bu dönemde, milli gelirini İspanya yüzde 125,74, İngiltere yüzde 115,08, Fransa yüzde 89,64, Rusya yüzde 81,6, Almanya yüzde 71,4, İtalya ise yüzde 66,06 artırdı. Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya 1985'te Türkiye'nin 5,49 katı büyüklüğünde bir ekonomi iken, bu fark 1992'de 4,96, 2009'da 3,23'e, 2014'te ise 1,92 kata inmesi bekleniyor. Türkiye'nin toplam Avrupa ekonomisi içindeki payı da sürekli artıyor. Avrupa ekonomisinde Türkiye'nin payı 1992'de yüzde 3,4 iken, geçen yıl yüzde 4,55'e yükseldi. Bu payın dört yıl sonra yüzde 4,88'e çıkması bekleniyor.

IMF verilerine göre, Almanya'nın 1985 yılında GSYH'si cari fiyatlarla 1 trilyon 35,5 milyar dolar iken, bu rakam 1992'de 1 trilyon 637,6 milyar dolar, geçen yıl 2 trilyon 807 milyar dolar olarak gerçekleşti. Almanya'nın GSYH'sinin 2014 yılında ise 3 trilyon 285,5 milyar dolar olarak gerçekleşeceği öngörülüyor. Türkiye'nin 1985'te 188,8 milyar dolar olarak gerçekleşen milli geliri ise 1992'de 330,3 milyar dolara, geçen yıl 869,1 milyar dolara yükseldi. 2014'te ise bu rakamın 1 trilyon 132,2 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Diğer büyük ekonomilere bakıldığında ise 1992'de 1 trilyon 170,9 milyar dolar, geçen yıl 2 trilyon 126,4 milyar dolar GSYH'ye sahip olan Rusya'nın, 2014'te 2 trilyon 749 milyar dolara ulaşması bekleniyor. 1985 yılında 696 milyon dolarlık, 1992'de 1 trilyon 5,9 milyar dolarlık, geçen yıl 2 trilyon 163,5 milyar dolarlık ekonomiye sahip olan İngiltere ekonomisinin 2014 yılında 2 trilyon 654,8 milyar dolara ulaşacağı hesaplanıyor. Avrupa ekonomileri arasında dördüncü sırada yer alan Fransa'nın geçen yıl 2 trilyon 112,3 milyar dolar olarak gerçekleşen milli gelirinin, 2014'te 2 trilyon 519,2 milyar dolar olarak, 5. sırada yer alan ve geçen yıl milli geliri 1 trilyon 750,9 milyar dolar olarak gerçekleşen İtalya'nın GSYH'sinin de 2014'te 2 trilyon 21,4 milyar dolar, geçen yıl 1 trilyon 363,8 milyar dolar büyüklüğünde ekonomiye sahip olan İspanya'nın milli gelirinin ise 2014'te 1 trilyon 567,2 milyon dolar olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.

1985 yılında Hollanda'nın gerisinde kalarak Avrupa'nın sekizinci büyük ekonomisi olan Türkiye, 1990'lı yıllarda bu ülkeyi geride bırakarak 7'nciliğe yükseldi. Her ne kadar 1985'te bağımsız bir ülke olmasa da Ukrayna'nın o tarihte Türkiye'den büyük bir ekonomi olduğu tahmin ediliyordu. 1985'te Avrupa'nın altıncı büyük ekonomisi olan İspanya, Türkiye'nin iki katı bir ekonomiyken, 2014 yılında sadece 1,38 katı bir ekonomi olabilecek.

Google Kobi Günü - Google İş Merkezi Toptantısı


Google, Türkiye'nin farklı bölgelerinden ve farklı iş alanlarından 2.500'e yakın küçük ve orta ölçekli firma temsilcisini 'Google KOBİ Günü' etkinliğinde biraraya getirdi. Lüfti Kırdar Kongre Merkezi Rumeli Salonu'nda gerçekleştirilen geniş kapsamlı etkinlikte dünyadaki internet trendleri, Türkiye'deki KOBİ'lerin interneti nasıl algıladıkları ve rekabet gücü kazanarak büyümek için internetin olanaklarından nasıl daha fazla faydalanabilecekleri konuları ele alındı.

Google Türkiye, 21 Nisan'da Lüfti Kırdar Kongre Merkezi Rumeli Salonu'nda düzenlediği büyük çaplı etkinlikte Türkiye'nin dört bir yanından ve herbiri farklı iş alanlarından 2.500'den fazla küçük ve orta ölçekli işletmeyi tek çatı altında topladı. Yalnızca KOBİ'ler değil, iş modellerinde inovasyon ve fark yaratmayı hedefleyen tüm işletmelere yönelik olarak düzenlenen etkinlik Google'ın dünya çapında şimdiye kadar düzenlediği en büyük etkinliklerden biri oldu. Google'ın Avrupa çapında çeşitli üst düzey yöneticileri de etkinliğe katıldı.

Google Güney ve Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika'dan Sorumlu Pazarlama Direktörü Yonca Brunini, Google Avrupa, Orta Doğu ve Afrika'dan Sorumlu KOBİ Pazarlama Müdürü Sandeep Menon ve Google Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Pazarlama Müdürü Mustafa İçil, katılımcılarla "İnternetin geleceği, dünyadaki İnternet trendleri ve pazarlama faaliyetleri" ile ilgili detaylı bilgi paylaşımında bulundu. İnterneti daha verimli kullanarak fark yaratabilmeleri için KOBİ'lere bir yol haritası çizilmesinde yardımcı olmak amacıyla gerçekleştirilen etkinlikte:

? İnovasyon ve girişimcilikte Google yaklaşımı

? Online dünyada fark yaratmak

? İşletmeler için Google çözümleri ve başarı hikayeleri

? Google'ın gözünden web siteleriniz

ana başlıklarında farklı oturumlar gerçekleştirildi.

"KOBİ'lere sunulan eğitimlerde önemli bir kilometre taşı"

Google Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Pazarlama Direktörü Mustafa İçil etkinlikle ilgili olarak yaptığı açıklamada; "Google Türkiye olarak temel amaçlarımızdan biri Türk firmaların, işlerini geliştirmede İnternet'in sunduğu fırsatlar konusunda farkındalığını artırmak ve daha çok firmanın İnternet'te yer almasını sağlamaktır. Bugün düzenlediğimiz etkinlik, geçen yıl başlattığımız ve Türkiye genelinde 37 ili dolaşarak 6.000 KOBİ'ye verdiğimiz eğitim programının ardından tamamlayıcı ve oldukça önemli bir kilometre taşı niteliğindedir. Google Türkiye bu büyüklükte bir toplantıyı ilk kez KOBİ'ler için düzenliyor. KOBİ'ler ile yakın diyaloğumuzu devam ettirerek, onlara hedef kitlelerinin karşısına tam zamanında ve düşük maliyetler ile nasıl çıkabilecekleri konusunda yol haritalarını belirlemede yardımcı olacağız." dedi.

Google'ın başarıyı yakalamasının temelinde yatan vizyon ve inovatif kalmayı başarmasının ardındaki ipuçları hakkında bilgiler veren Google Güney ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Pazarlama Direktörü Yonca Brunini, firmaların Google örneğinden farklı dersler çıkarabileceklerinin ve bu prensipleri kendi ortamlarına adapte edebileceklerinin altını çizdi. Brunini,"Google'ın misyonu bilgiyi organize etmek ve bunu evrensel olarak ulaşılabilir kılmaktır. Ayrıca sağladığı çeşitli çözümlerle iş dünyasındaki bariyerlerin aşılmasında çok önemli bir katkısı olmuştur. Sürekli farklı çözümler sunabilmek için sürekli inovatif kalmanız gerekir. Google bu başarısıyla işletmelere örnek olabilir." şeklinde konuştu.

Dünyada her gün ortalama 2 milyar insanın online olduğunu ve günlük 4 milyardan fazla arama yapıldığını belirten Google Avrupa, Orta Doğu ve Afrika KOBİ Pazarlama Müdürü Sandeep Menon, Google'ın küçük ve orta ölçekli firmalara işlerini büyütebilmeleri için sunduğu fırsatlar ve Türk KOBİ'lerinin interneti nasıl görüp değerlendirdiği konularında bir sunum yaptı. Menon, "İnternet penetrasyonu Türkiye'de olması gereken noktada değil, bu konuda hala kullanılmamış bir potansiyel mevcut. Bu durum KOBİ'leri de yakından ilgilendiriyor. Örneğin Fransa'ya baktığınızda İnternet'in sunduğu hizmetlerden yararlanan Fransız KOBİ'lerinin bu hizmetlerden yararlanmayanlara göre iki kat daha fazla büyüdüğünü, işlerini geliştirdiklerini ve ihracatlarını artırdıklarını görüyorsunuz. İnterneti verimli bir biçimde kullanabilmek küçük ve orta ölçekli işletmeler için oldukça önemli bir fırsat." şeklinde konuştu. Menon Türkiye, İngiltere, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Hollanda ve Güney Afrika'dan örnek başarı hikayelerini paylaşmanın yanı sıra Google'ın, işini büyütmek isteyen işletmelere daha fazla yardımcı olabilmesinin yolları konularında da detaylı bilgi aktardı.

Google KOBİ Günü'nde gün boyunca farklı Google uzmanları tarafından Google çözümlerine yönelik çeşitli sunumlar gerçekleştirildi.

Akpartli Milletvekili Aday Adayları Listesi Belli Oldu.

akpartiAkpartide aday adaylığı başvurularının 14 Mart'ta sona ermesiyle başka illerden Malatya adaylığı için başvuranlarla birlikte sayının 89'a yükseldiği bildirildi. Aday adaylarından 70'inin Malatya'dan, 19'unun ise Ankara ve İstanbul başta olmak üzere diğer illerden Malatya adaylığı için başvurdukları belirtildi


AKP'de aday adaylığı başvurularının 14 Mart'ta sona ermesinin ardından, başka illerden Malatya adaylığı için başvuranlarla birlikte sayının 89'a yükseldiği bildirildi. Aday adaylarından 70'inin Malatya'dan, 19'unun ise Ankara ve İstanbul başta olmak üzere diğer illerden Malatya adaylığı için başvurdukları belirtildi.

AKP İl Başkanı Bülent Tüfenkçi, diğer illere başvuranların Malatya'ya bildirilmesiyle, aday adayı sayısının artabileceğini söyledi.

En genci 26 yaşındaki Fulya İnalkaç, en yaşlısı 64 yaşındaki Dr. Metin Gülseren olan ve aralarında 14 de bayanın bulunduğu 89 adayın adları, yaşları, eğitim durumları ve meslekleri şöyle:

1. Abuzer Göğüs-46-Üniversite, Veteriner
2. Abdullah Eraslan-
3. Adem Dinçel-36- Lise, Serbest meslek
4. Adil Demirel-55-İlköğretim, İşletmeci
5. Ahmet Boyraz-51-Üniversite, Bürokrat
6. Ahmet Durmuş
7. Ahmet Turan Serttaş-41- Lise, İşadamı
8. Ali Aydoğan-60-Üniversite-Emekli Öğretmen
9. Ali Kazgan-50-Üniversite, Mülki İdare Amiri
10. Ali Osman Başkurt-56-Yüksek Okul-İşadamı
11. Ali Soylu-44- Lisans, Öğretim Üyesi
12. Ali Yalçın-45- Yüksek Lisans, Doktor,
13. Arzuhan Kaplan-38-Üniversite, Avukat
14. Aydın Elmas-53-Orta, Bilişim Uzmanı
15. Aysel Çelikyay-48-Ön Lisans,
16. Bayram Yumrutepe-61-Lisans, Bürokrat
17. Bülent Durdu-
18. Cemal Canlı-35- Lise, İşçi
19. Cumali Coşar-42-Üniversite, Eczacı
20. Duran Özdemir-46-Üniversite, Yayıncı
21. Dursun Boran-50-Lise, Gazeteci
22. Dursun Karaköse-42-Üniversite, Avukat
23. Emine Şamdancı-37-Y.Lisans, Tıp Doktoru
24. Erdoğan Kalaycık-61-Orta, Kuyumcu
25. Fuat Ölmeztoprak-61-Üniversite, Milletvekili
26. Funda Sarıbay-
27. Fulya İnalkaç-26-Üniversite, Uluslar arası İlişkiler
28. Göksel Atlı-35-Üniversite, Avukat
29. Gönül Çatakkaya-40-Üniversite, Diş Hekimi
30. Güner Başar Atabay-45-Üniversite, Maliyeci
31. Hacı Bayram Zengin-48-Yüksek Lisans, Doktor
32. Hacı İbrahim Demirhan-55-Üniversite, Mali Müşavir
33. Halil Rıfat Akyüz-61-Ön Lisans, Emekli Başkomiser
34. Halise Çine-46-Lise, İletişimci
35. Haluk Önalan-36-Üniversite, İşletmeci
36. Hamit Sevinç-
37. Hilmi Ergül
38. Hüseyin Bakırcı-55-Yüksek Lisans, Y.Elektrik Mühendisi
39. Hüseyin Cemal Akın- 62- Üniversite, Avukat
40. İbrahim Kısacık-
41. İbrahim Pektaş-58- Üniversite, Ekonomist
42. İbrahim Tanberk-59-Üniversite, İktisatçı
43. İhsan Koca-45-Üniversite, Avukat, Milletvekili
44. İhsan Pektaş-40-Üniversite, Dişhekimi
45. İrfan Memiş-40-Lise, İşletmeci
46. Kadir Göktürk-35-Lise, Serbest
47. Kemal Oğuz-32-Lise, Bilişim Uzmanı
48. Kenan Volkan Demirel- 28-Y.Lisans, Elektronik, Haberleşme Uzmanı
49. Mahmut Mücahit Fındıklı-55- Üniversite, Elektrik Mühendisi, Milletvekili
50. Mehmet Birişik-40-Lise, Eğitimci
51. Mehmet Bulut-56-Üniversite, Eğitimci
52. Mehmet Çakantimur-54-Üniversite, Yönetici
53. Mehmet Görgeç-55-Üniversite, Avukat
54. Mehmet Güven Akıncı-40-Üniversite, İşadamı
55. Mehmet Sonkaya-44-Üniversite, Avukat
56. Mehmet Şahin-55-(Hekimhan)Üniversite, Eğitimci, Milletvekili
57. Mehmet Şahin-51-(Doğanşehir)Üniversite, Eğitimci
58. Mehtap Şahin Kırçuval-47-Üniversite, İnşaat Y.Müh.
59. Mekselin Yıldız-47-Y.Lisans, Veteriner
60. Metin Gülseren-64-Y.Lisans, Tıp Doktoru
61. Metin Tay-43-Üniversite, Eczacı
62. Murat Ak-
63. Murat Aslan-
64. Mustafa Altunkaya-
65. Mustafa Bingöl-45-Üniversite, Mimar
66. Mustafa Şahin-56-Üniversite, işadamı, eski il başkanı
67. Muzaffer Sağlık-37-Üniversite, Hakim
68. Münir Doğan Ölmeztoprak-54-Üniversite, İktisatçı
69. Nevzat Öztürk-56-Üniversite, İşadamı
70. Nihat Soykan-
71. Nusret Altundağ-
72. Osman Şaşa-
73. Ömer Faruk Öz-45-Üniversite, Bürokrat, Milletvekili
74. Ömer Gökçe-56-Lise, Çiftçi-Tüccar
75. Öznur Çalık-46-Üniversite, Eczacı, Milletvekili
76. Sait Kabadayı-56-Ön Lisans, Tekniker
77. Sami Er-48-Üniversite, Makine Y.Mühendisi, Bürokrat
78. Seher Vesile Leventoğlu-30- Üniversite, Avukat
79. Selma Güner-50- Üniversite, Dişhekimi
80. Sema Nebioğlu-
81. Sıdıka Akbulut-
82. Şahin Kayaduman-54-Üniversite, Eğitimci
83. Şanal Tosun-53-Y.Lisans, Tıp Doktoru
84. Ünal Tutar-46-Ön Lisans, Esnaf
85. Vahap Erdemir-35-Üniversite, Harita Mühendisi
86. Vahap Yılmaz-46- Lise, Serbest
87. Yaşar Bulgurlu-47-Üniversite-İnşaat Mühendisi
88. Yusuf Aksaç-49-Lise, Turizm İşletmecisi
89. Zeynel Kayan-54-Y.Lisans, Tıp Doktoru

Malatya Güncel Haber

Malatya Güncel Haber
Malatya'nın en güncel en iyi haberlerine MalatyaMedya.Com ile ulaşabilirsiniz.Sayfalarımızdaki birbirinden kaliteli haberleri takip etmeyi unutmayın..

Malatya Gazete Manşetleri - Malatya Basınında Bugün


SÜRMANŞET: ''Erdoğan'ın çizdiği iki vekil: Fındıklı ve Koca''
Ulusal bir gazetenin haberine göre AK Parti Malatya Milletvekilleri Mücahit Fındıklı ve İhsan Koca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gözden çıkardığı vekiller arasında.

YENİGÜN: ''Belediye şoförü ölümlerde kusurlu''
Malatya Belediyesine ait otobüsün çarptığı otomobilden fırlayarak 6 metrelik üstgeçitten aşağıya düşen 26 yaşındaki anne Gülderen Bakay ve 10 aylık oğlu Ahmet Efe Bakay'ın öldüğü kazada belediye şoförü kusurlu bulundu.

NETHABER: ''Platforma büyük ilgi''
Malatya Valisi Ulvi Saran, Malatya Eğitim Bursu Platformu'na büyük ilgi olduğunu bildirdi.

MALATYA KENT: ''KOSGEB'in kredi bilmecesi'' Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının (KOSGEB) kredisine başvuran işletmelerin elleri boş kaldı.

SONSÖZ: ''TİM Malatya'dan açıklayacak''
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), aralık ayı ihracat rakamlarını Malatya'dan açıklayacak.

Ünlü Şovmen Beyazıt Öztürk Malatya'da

Beyazit Öztürk
Ünlü Şovmen Beyaz Malatya'da Üniversite Öğrencileriyle Buluştu

Ünlü şovmen Beyazıt Öztürk, Malatya'da İnönü Üniversitesi öğrencileriyle bir araya geldi.

Anemon Otel'de basın mensuplarının sorularını cevaplan ünlü şovmen, Malatya İnönü Üniversitesi'nde öğrencilerin gösterdiği ilgiden bir hayli memnun kaldığını söyledi. Beyaz, Malatya'yla ilgili keyifli anıları olduğunu ifade ederek, "İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de birçok üniversiteye gittik. Sıra Malatya'daydı. Üniversiteleri gezmek için Denizbank iyi bir bahane oldu. Normalde bende üniversiteleri geziyordum ama İnönü Üniversitesi'ne gelmeyeli hayli uzun zaman olmuştu. Bayağıda bir ilgi vardı. Salonda 4
bin 500 kişi vardı. Allah herkese nasip etmez ümidiyle o keyfin tadını çıkartmaya çalıştım. Malatya'yı bu sefer çok fazla gezemedim. Ama daha önceden birkaç sefer daha Malatya'ya geldim. O zaman şehrin içerisini gezmiştim. Malatya benim çok sevdiğim şehirlerden bir tanesi, aklımda kalan sanayisi ve insanının çok iyi olduğudur. Keyifli anılar kaldı" dedi.
Ünlü şovmen, bir basın mensubunun İnönü Üniversitesi'ni ne zaman Beyaz Şov'a konuk edeceksiniz? Sorusuna esprili bir cevap verdi. Malatya İnönü Üniversitesi öğrencilerini programına davet ettiğini kaydeden Beyaz, "Üç dönemde arkadaş alabiliyoruz. 50'şerden 150 öğrenci konuk alabiliyoruz. Davet ettik. Bundan sonrası onların elinde, yani üniversiteli arkadaşları ben götürüp, getirmeye başlarsam işimizi zorlaştırır. Daha henüz ulaşım işine başlamadım. Yani gelmek istemeleri bile bizim için yeter" dedi.
Beyaz, otelde de hayranlarının yoğun ilgisiyle karşılaşırken, hayranları ise ünlü şovmenle fotoğraf çektirebilmek için adeta yarıştı.

Wikileaks Belgeleri Nedir - Wikileaks Sitesi Türkiye İle ilgili Belgeler

Wikileaks Belgeleri
Wikileaks belgeleri! Wikileaks ABD Dışişleri'ne ikinci 11 Eylül'ü yaşatıyor (Türkiye ikinci sırada)-Wikileaks nedir?

WikiLeaks belgeleri, ABD'nin karşı çıkmasına rağmen Wikileaks belgeleri yayımlandı.WikiLeaks nedir? WikiLeaks kimdir? WikiLeaks Deccal mıdır?

WikiLeaks nedir? WikiLeaks kimdir? WikiLeaks Deccal mıdır? Birçok ülkenin istihbarat kayıtlarını ve yakın tarihteki savaşların gizli belgelerini yayınlanayan WikiLeaks, bu kez de ABD Dışişleri Bakanlığı'nın belgelerini ortaya çıkardı! Bu kez içerikte Türkiye de var!

WikiLeaks adlı internet sitesinin belgeleri dünya gündemine bomba gibi düştü. Site şu ana kadar 251 bin 287 belgeden sadece 243’ünü yayınladı. Esas fırtınanın ise bundan sonra peyderpey yayınlanacağı açıklanan belgelerle kopacağı sanılıyor.

Şimdiye kadar yayınlanan belgelerden 27’si ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, 3’ü de İstanbul Başkonsolosluğu’ndan kaleme alınmış. Belgelerden ABD’nin, AK Parti iktidarını yakından izlediği, dedikoduları bile kayda aldığı görülüyor.

İfşaatlarıyla uluslararası siyaseti etkileyen WikiLeaks’in son yayınladığı belgeler, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Site, çeşitli ülkelerdeki Amerikan Büyükelçilikleri’nce kaleme alınan rapor, brifing ve takibat analizlerinden oluşan 251 bin 287 belgeyi ele geçirdiğini söylüyor. Şu âna kadar bu belgelerin yalnızca 243’ü yayınlanmış durumda. Belgelerin kalan kısmının, önümüzdeki günlerde yavaş yavaş yayına konulması bekleniyor.

Milliyet Blog yazarı Turgut Çelik WikiLeaks 'ın sızdırdığı “gizli belgeler”, dünkü gazetelerin ilk sayfalarında pek yer bulmadı. “Yandaş” diye adlandırılan gazeteler, belgeleri yok saydılar.Belgeyle ilgili haberlere gazetelerden Bugün, Milliyet, üst başlıktan; Güneş, ilk sayfadan; Akşam, Cumhuriyet, Habertürk, Hürriyet, Vatan, başlıktan yer verdiler.Ama televizyon ekranları, internet siteleri WikiLeaks'ın sızdırdığı belge haberleriyle doluydu.Ama bugün, gazetelerin ilk sayfalarında WikiLeaks bereketi vardı.Gazeteler, kendilerine uygun gördükleri başlıklarla okuyucuların karşısına çıktı.

Gazetelerden Posta (Elçi, kafayı Erdoğan’a takmış), Türkiye (Diplomatik kaos), Vatan (Gizli belgelerde Türkiye), belge haberini başlık üsütünden verdiler.Yeni Şafak (Eteklerinde ne varsa döksünler) ile Akid (WikiLeaks'ın ciddiyeti şüpheli) ise, Başbakan Erdoğan'ın söyediklerini ilk sayfada başlık yapmış.Sabah (Yüksek yargının darbe girirşimi) ile Zaman da (Amerika'nın gizli belgeleri başkentleri sarstı) belge haberlerini ilk sayfadan verdiler.WikiLeaks belgelerini "başlık"a taşıyan gazeteler ve "başlık" açıklamaları şöyle:

Skandalın merkez üssünde sıcak dakikalar (Akşam)

(Dış ilişkiler tarihinin en sarsıcı bilgi sızması olayı Amerika'yı vuruyor. Artık 'WikiLeaks'ten öncesi-sonrası' var...)

AKP, ABD'ye 'Gönül'den bağlı (Birgün)

(Savunma Bakanı vecdi Gönül, ABD'li yetkililere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün tezkereye karşı olduğunu söyledi.)

Osmanlı korkusu (Bugün)
(Tüm dünya gizli belgelerle çalkalandı. Gizli belgelerin çoğunun, ajanların raporları ve söylentilere dayalı iddialardan oluştuğu anlaşıldı. ABD elçisinin raporu ise en büyük korkularını açığa çıkardı)
Yanıt bekleyen iddialar (Cumhuriyet)

(En çok mesaj Ankara’dan WikiLeaks tarafından açıklanan belgelerde Başbakan Tayyip Erdoğan ve bazı bakanlar hakkında çok ciddi ve yanıt bekleyen iddialar yer alıyor.)
Bu hesaplar da mı gayrı ciddi? (Evrensel)
(WikiLeaks internet sitesinde yayınlanan belgelerde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ismi sık sık geçiyor. Belgelerde Başbakanın İsviçre Bankası’nda 8 ayrı hesabı olduğunu yazıyor)
Türkiye için vahim iddialar! (Güneş)
(WikiLeaks tarafından sızdırılan, Ankara Büyükelçiği kaynaklı 7 bin 918 “gizli” belge, yer yer dedikodu seviyesine düşen ancak olay yaratacak ifadeler içeriyor)
Türkler kendilerini Rolls Royce sanıyor (Habertürk)

(İnternete saçılan ABD gizli belgeleri dünyayı çalkalıyor. Eski ABD Büyükelçisi Eric Edelman'ın 20 Ocak tarihli belgesinde Türk dış politikasına yönelik eleştiriler var.)

Artçıları korkutuyor (Hürriyet)

(WikiLeaks adlı internet sitesinin belgeleri dünya gündemine bomba gibi düştü. Site şu ana kadar 251 bin 287 belgeden sadece 243’ünü yayınladı. Esas fırtınanın ise bundan sonra peyderpey yayınlanacağı açıklanan belgelerle kopacağı sanılıyor.)

Psikolojik savaş (Milli Gazete)
(Dünyanın küresel eşkıyası ABD istihbaratına ait belgeleri yayınlaması ile meşhur WikiLeaks internet sitesinin haftalardır merakla beklenen son ifşaatları, Amerika yönetiminin psikolojik savaşı olarak yorumlandı. ABD’nin “Kırmızı kitabı”na dokunmayan belgelerde, daha çok Ortadoğu’da ve İslam dünyasında fitne çıkarmaya yönelik dedikodular var.)
En sert yorumlar Edelman'dan (Milliyet)

(İki ayrı raporun birinde Erdoğan, “mükemmelliyetçi, işkolik, merhametli ve adil” bir diğerinde “otoriter ve hırslı” olarak tanımlanıyor.)

WikiLeaks depremi AKP’yi sallayacak (Ortadoğu)
(WikiLeaks'ın yayınladığı belgeler arasında Erdoğan’ın İsviçre’de 8 hesabı olduğu iddia edildi. Ayrıca rüşvete en çok karıştığı savunulan Türk bakanların simi de açıklandı)
İki isim konuştu (Radikal)

(Hedefteki bakan, Radikal'e konuştu: Ben mesai arkadaşlarım aleyhine, herhangi bir kimse aleyhine yabancı bir büyükelçiye neden laf edeyim?)
Balyoz tam bir belaltıdır (Sözcü)

(Son Amerikan Büyükelçisi James Jeffrey, askerlere yönelik operasyonların, siyasi olduğunu yazdı.)

Mossad darbe yolu gözledi (Star)
(WikiLeaks belgeleri, Türkiye’deki darbe planlarından ABD’nin haberdar olduğunu, darbeyi en çok İsrail’in istediğini ortaya koydu. MOSSAD Başkanı Dagan’ın 2007 yılında “Türk ordusu daha ne kadar sessiz kalabilir” sözleri kayıtlara geçti)

Erdoğan’ın İsviçre’de sekiz gizli hesabı var (Taraf)
(WikiLeaks belgeleri arasındaki, ABD’nin eski Büyükelçisi Edelman imzalı telgrafta Başbakan'ın İsviçre’de sekiz hesabı olduğu öne sürüldü.)

Yine o adam (Yeniçağ)
(Dünyayı sarsan ‘belge’ skandalının Türkiye ayağı eski ABD elçisinin bir kez daha karşımıza çıkardı. Ankara ile ilgili sızıntıların odağında Edelman var)

adolf hitler şok edici dna sonucu


adolf hitler'in dna sonuçlarına göre 'yahudi' ve 'afrika' kökenli olduğu iddia edildi

pakistan yardım gerginliği - haber video...


pakistan yardım gerginliği
sel felaketinin ardından pakistan'da bugünlerde yaşam felç olmakla beraber...

Rize Sel Felaketi Haberi


ramazan ayında beslenme alışkanlığı - Oruç Diyeti Nedir ?


Avrupa Birliği'nde İnternet Tanıtımı Değişecek


İnternet Ne Kadar Masum? Kullanıcıların Hakları Nerede Biter? Korsan Kullanımı Ciddi Anlamda Bir Suç mu? AB Parlemanto'su Bu Soruların Cevabını Verdi...


internet ve özgürlük tanımları uzun süreden beri birlikte anılıyordu. Ancak son yıllarda, liderler bu iki kelimeyi yan yana duymak istemiyor. Avruba Birliği Parlamento'su bir süredir, internet Kullanımı ve Yasal Haklar konusunda toplantılar yapıyordu. Bu oturumlar en sonunda, sanal dünyanın kaderini değiştirecek şekilde sonuçlandı. Parlamenter'ler 'Yasal olmayan içerik kullanıma karşı kişilerin internet bağlantılarının kesilmesiyle' ilgili yasayı gözden geçirdi.

AB kullanıcıların haklarını korumaktan yana

Oturum sonucunda, bu ilkeler ancak kullanıcıların belirli bir kılavuzla uyarıldıktan sonra uygulanması koşuluyla kabul edildi. Bu da yakın gelecekte internet tanımının değişmesine neden olacak. The Telecoms Reform Package (Telekom Reform Paketi) adlı tasarı, internet kullanıcılarının haklarını koruyacak. Ayrıca, Telekom şirketlerinin de haksız rekabet etmesini engelleyecek. Geçtiğimiz aylarda hazırlanan paket 138.madde nedeniyle büyük tartışmaların çıkmasına neden olmuştu. Bu maddenin içeriği 'Yasadışı içerik kullananların bağlantısı herhangi bir yetkili merciğe haber vermeden kesilebilir' olarak belirlenmişti.

Yeni yasa paketiyle korsanın önünü açılacağı endişesi var

insan Hakları ve Avrupa Yasaları'na uygun bulunmayan bu madde yumuşatılarak değiştirildi. Ancak yöneticilerin mutabık kaldığı bu kanunlar Sivil Toplum Örgüt'leri tarafından eleştiriliyor. Bu toplulukların temsilcileri yeni kararların korsanın önünü açacağını iddia ediyor. Öte yandan Fransa'nın çıkarttığı ve yasa dışı içerik karşısında kullanıcıları suçlu ilan eden Hadopi yasalarıyla, Telekom Reform'u çelişiyor. Bu karmaşanın nasıl son bulacağı ise bilinmiyor...

Ardahan Tarım İl Müdürü Karakoç tarafından Kurban Satıcıları Uyarıldı

Ardahan Tarım İl Müdürü Fevzi Karakoç Kurban Bayramı'na Sayılı Günler Kala Kurbanlıklarla İlgili Vatandaşları Uyardı. Karakoç, Kurban Bayramı Nedeniyle, Ardahan'da Hayvan Sevklerinde Önemli Artışlar Meydana Geldiğine Dikkat Çekti.

Ardahan Tarım İl Müdürü Fevzi Karakoç Kurban Bayramı'na sayılı günler kala kurbanlıklarla ilgili vatandaşları uyardı. Karakoç, Kurban Bayramı nedeniyle, Ardahan'da hayvan sevklerinde önemli artışlar meydana geldiğine dikkat çekti.


Ardahan Tarım İl Müdürü Karakoç, yaptığı açıklamada, sağlık kontrolünden geçmemiş ve gerekli aşıları yapılmamış hayvanların, salgın hayvan hastalıklarının yayılmasında büyük rol oynadığını belirtti.

Karakoç, sevk edilecek kurbanlık hayvanlar için veteriner sağlık raporu zorunluluğunun bulunulduğu kaydetti. 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu gereğince, il merkezi ve ilçelerden başka il ve ilçelere yapılacak her türlü hayvan ve hayvansal madde sevklerinde, menşeine en yakın yerdeki İl Tarım Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şubesi veya İlçe Tarım Müdürlüğü'nden 'Veteriner Sağlık Raporu' alınmasının mecburi olduğunu altını çizen Karakoç, sevk edilecek ya da hayvan pazarlarında satılacak büyükbaş hayvanlara (sığır, manda) ve küçükbaş hayvanların (koyun, keçi) en fazla 4 ay önceden şap aşısı uygulanmış olması; ayrıca, büyükbaş hayvanların kulak küpesi ve hayvan pasaportunun bulunması gerektiğini ifade etti.

Karakoç, "Belirtilen bu şartları haiz olmayan hayvanlar için kesinlikle veteriner sağlık raporu düzenlenmeyecek ve önceki yıllarda olduğu gibi hayvan pazarlarına sokulmalarına izin verilmeyecek. Kaçak sevk durumlarında ise hayvan sahiplerine ve nakil vasıtaları sahiplerine 560 ile 5 bin 600 lira arasında değişen idari para cezası verilecek." dedi

Memur -Sen, Key Ödemeleri Zamanı

Memur -Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Konut Edindirme Yardımı Ödemelerinin Bayramdan Sonra Ödenmesinin Hızlandırılmasına Yönelik Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le Görüştü. Gündoğdu, Toplu Görüşme Priminin Yeniden Ödenmesi İçin Yasal Düzenlemenin Yapılması ve Key Ödemelerinin Bir An Önce Tamamlanması Konularındaki Taleplerini Maliye Bakanı Şimşek'e İletti.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Konut Edindirme Yardımı ödemelerinin bayramdan sonra ödenmesinin hızlandırılmasına yönelik Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le görüştü.
Gündoğdu, toplu görüşme priminin yeniden ödenmesi için yasal düzenlemenin yapılması ve KEY ödemelerinin bir an önce tamamlanması konularındaki taleplerini Maliye Bakanı Şimşek'e iletti.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'i ziyaret etti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ziyarette yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen "Toplu Görüşme Primi" konusunda bir çalışma yürüttüklerini ve ilgili bürokratların incelemesinin ardından bir düzenlemenin gündeme gelebileceğini söyledi. KEY ödemelerinde yapılacak düzenlemenin bir an önce gerçekleşmesi konusunda Memur-Sen'in talebini dikkate alacaklarını ifade eden Şimşek, amaçlarının uyumlu bir çalışma yürütmek olduğunu dile getirdi.


Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ise, Hazine Müsteşarlığı'nın, KEY hak sahiplerine ödeme yapılabilmesi için hazırlanan yeni kanun tasarısı taslağının Başbakanlık'a sevk edilmesinden sonra Başbakan'ın bu konuyla ilgili açıklama yaptığını anımsatarak, bu gelişmenin ardından KEY ödemelerine ilişkin süreci hızlandırmak için görüşmelere başladıklarını kaydetti. Gündoğdu, bunu hızlandırarak, bayramdan sonraya ve yeni yıla KEY ödemesini almayan kimse kalmamasını önemsediklerini dile getirdi. Bu konda kararlı olduklarını söyleyen Gündoğdu, bu mağduriyetin giderilmesinin hızlandırılarak çözülmesini istedi.

Gündoğdu, 2005'te 5 TL olan toplu görüşme primini 2008 yılında 10 TL'ye çıkardıklarını ancak konunun Anayasa Mahkemesi'ne taşındığını hatırlatarak, mahkemenin kararından sonra Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'la görüşerek üzüntülerini dile getirdiklerini söyledi. Kararın yanlış olduğunu öne süren Gündoğdu, "Dünyanın hiçbir yerinde sendikalıların sendikasızlardan daha az ücret aldığı baki değil. Sendika mensubu üyeler zaten aidtalarını ödüyorlar" dedi.

10 TL'lik kazanım elde ettiklerini kaydeden Gündoğdu, üyeleri için elde ettikleri tek iyileştirmenin bu olduğunu belirtti. Gündoğdu, "Biz 10 TL'lik bir kazanım elde etmişiz. Bu elden gitmiş, bunu hızlandırılamsını istedik Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten. 'Anayasa Mahkemesi kararı üzerine bir çalışma yapalım bayramdan sonra tekrar bir araya gelelim. Elimizden geleni yapalım' dediler" diye konuştu.

Zam konusunda taleplerini yinelediklerini söyleyen Gündoğdu, Şimşek'in bu konuda bir açıklama yapmadığını dile getirdi. Gündoğdu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim öteden beri söylediğimiz uzlaştırma kuruluna taşıdığımız 4 artı 4 bir de bir milyon 480 bin memuru kapsayan ek ödemenin hiç değilse 30 artı 30 TL'nin verilmesi kararlılığımız devam etti. O konularda yeni bir sıcaklık yeni bir açılım getirmedi. Ama esas konu toplu sözleşme talebine yönelik, buna sıcak yaklaştıklarını bunun üzerine de hükümetle çalışma yapılabilirliği üzerine sıcak açıklamalarda bulundu. Bizim en büyük derdimiz yasamız toplu görüşmeler ve kararlaştırdığımız konular bile yürürlüğe girmekte sıkıntı çekiyor."(ANKA)

Türkiye Sakatlar Derneği Şube Başkanı Efe Açıklaması


Türkiye Sakatlar Derneği (Tsd) Erzurum Şube Başkanı Sadulllah Efe, Yerel Yönetimlerin Kent Peyzajında Ortopedik Engellilerin Yaşamını Kolaylaştıracak Gerekli Tedbirleri Almadığını Söyledi.


TSD Şube Başkanı Sadullah Efe, dernek binasında bir basın toplantısı düzenledi. Efe, kasım ayının başlarında otistik ve işitme engelli çocuklara yönelik Avrupa Birliği projeleri kapsamında Almanya'ya gittiklerini ifade etti. Efe, Almanya'da yerel ve merkezi yönetimlerin ortopedik engellilerin yaşamlarını kolaylaştırmak için yaptıkları kentsel peyzaj uygulamalarını yerinde gördüklerini dile getirdi.

Almanya'da ortopedik özürlülerin günlük yaşamda karşılaşabilecekleri engellerin yerel yönetimlerce ortadan kaldırıldığını ifade eden Efe, Erzurum'da ise aksinin yaşandığını savundu. Erzurum'da ortopedik engellilerin başta otopark olmak üzere bir çok sorunun çözüme kavuşturulamadığını belirten Efe, "Şehir yaşamında engellilerin önündeki engeller kaldırılmadıkça modern ve çağdaş bir toplum olamayız. Almanya'da engelliler engelsiz bir ortamda yaşarken, bizler Erzurum'da engelleri aşamadığımız için sosyo- ekonomik yaşamda etkin olamıyoruz. Yerel yönetimler maalesef engellilerin hayatını zindana çeviriyor." dedi.

Engellilerin kent yaşamında karşılaştığı sorunların başında eğitimde görülen okulların fiziki ve donanım yetersizliği geldiğine de vurgu yapan Sadullah Efe, özellikle dersliklerin yetersizliğine dikkat çekerek, "Eğitim materyalleri yetersiz. Avrupa'da engelliler 10'ar kişilik sınıflarda okurken bizde ise 15- 20 kişilik sınıflarda eğitim veriliyor." diye konuştu. (

Başbakan Tayyip Erdoğan Açılım Görüşü


AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, Açılımla İlgili Olarak, "Gazi Mustafa Kemal de, İnönü de, Menderes de, Merhum Özal da, Bugün Meclis Çatısı Altında Bulunan Siyasi Parti Liderleri de Bu Meseleyle İlgili Zaman Zaman Görüş Bildirdiler. Çözüm Önerilerini Ortaya Koydular" Dedi.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, açılımla ilgili olarak, "Gazi Mustafa Kemal de, İnönü de, Menderes de, merhum Özal da bugün Meclis çatısı altında bulunan siyasi parti liderleri de bu meseleyle ilgili zaman zaman görüş bildirdiler. Çözüm önerilerini ortaya koydular" dedi.
Erdoğan, AKP genel merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı. Burada konuşan Erdoğan, her milletin hassasiyetlerinin, kutsallarının bulunduğunu belirterek, "Bin düşünüp, bir kelime etmek zorundayız. Bayrağımızı, vatanımızı, topraklarımızı, cumhuriyetimizi, cumhuriyetimizin ilkelerini, millet değerlerimizi, ortak değerlerimizi, ayrıştırıcı siyasetlerine alet edenler, ülkemize de milletimize de büyük haksızlık yapıyorlar" dedi.




Erdoğan, muhalefetin "ihanet, hıyanet, terörle işbirliği gibi' suçlamalarda bulunduğunu hatırlatarak, gerekli cevapları verdikleri halde yine benzer ifadelerin kullanılmasına devam edildiğini kaydetti. Erdoğan şunları söyledi:

"Müzakere gibi, mütareke gibi kavramları dillerine dolayanlar, tam bir gözü dönmüşlük içinde ülkemizin huzuruna kastediyorlar. Ülkemizin Doğusuyla, Güneydoğusuyla iletişim kuramayan, gönül köprülerini inşa edemeyenler, ülkemizin diğer bölgelerini istismar ederek buradan siyasi rant elde etmek gibi düşüncesiz bir tavır içindeler.

Allah aşkına soruyorum, bir şehit annesini 13 Kasımda çok önemli bir meselenin görüşüldüğü TBMM'ye getirmek, oradan ona slogan attırmak provokasyon değil de nedir? Gençleri alıp, ellerinden tutup, izleyici tribününe getirmek suretiyle, orada slogan atmak, alkış her şey yasak olduğu halde, onlara oradan slogan attırmak soruyorum, bir provokasyon değil de nedir? Şehit ailelerini yalanla, iftirayla galeyana getirip, onları üzerinden toplumun tamamının hissiyatını zedelemeye gayret etmek tahrik değil, istismar değil de nedir? Bunlar, aziz milletimizin bu oyunları, bu senaryoları görmediğini, anlamadığını zannediyorlar. Yıllarca yaptıkları gibi millete 'onlar anlamaz, onlar göbeğini kaşıyan adamlardır, onlar bidon kafalıdır' muamelesi yapıyorlar."

Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşme sırasında da ifade ettiği bu meseleleri gündeme ilk kez taşıyanların kendileri olmadığının altını çizen Başbakan Erdoğan, "Gazi Mustafa Kemal de, İnönü de, Menderes de, merhum Özal da, bugün Meclis çatısı altında bulunan siyasi parti liderleri de bu meseleyle ilgili zaman zaman görüş bildirdiler. Çözüm önerilerini ortaya koydular" dedi.

Erdoğan ayrıca, SHP'nin 1990 Raporu, CHP'nin 1996 Tunceli Raporu ve CHP'nin 1999 Doğu Güneydoğu Raporu'nun kendilerinin bugün kabul edemeyecekleri önerileri dile getirdiğini belirterek, "Sayın Baykal'ın akşam yatarken söylediği ile sabah kalktığında söylediği asla birbirini tutmaz, öyle birisi, aynen böyle birisi" diye konuştu. Erdoğan şunları kaydetti:

"Bakın şimdi size yine delille konuşuyorum. Bugün söylediğiyle şimdi söyleyeceğimin ne kadar farklı olacağını göreceksiniz. "Ana dil yasağıyla ilgili her türlü yasal düzenleme yürürlükten kaldırılacak, yurttaşların ana dillerinde serbestçe konuşabilmeleri, yazabilmeleri, öğretebilmeleri, bu dillerde değişik kültür etkinliklerinde bulunabilmeleri güvence altına alınacaktır.' Kim söylüyor bunu? Baykal. "Ana dil yasağının kalkmasıyla, ana dillerin yurttaşların yaşamında özgürce kullanılması ve bu dillere yayın yapılması olanağı sağlanmış olacaktır' diyor. Bu ifadeler bana ait değil, bu ifadeler 1990'da SHP Genel Sekreteri Sayın Deniz Baykal tarafından hazırlanmış olan SHP Raporu'ndan aynen alınmış ifadelerdir.

Bir başka örnek, "Kürt kökenli yurttaşlarımız da dil, kültür, folklor ve kimliklerini koruma ve geliştirme ve açıklayabilme.' Geçiyorum şimdi yine önemli yere. "Kendi ana dillerinde yazılı basın, radyo ve tv dahil her türlü medya aracılığıyla yayın yapabilme.' Şimdi asıl yere geliyorum, "Özel okullarda kendi ana dilleriyle eğitim yapabilme, Kürt dil ve kültürü üzerinde araştırma yapacak enstitüler ve benzeri kurumların kurulabilmesi haklarına kavuşmalıdırlar.' Bu ifadeler de bana ait değil bunlar da 1996 CHP Tunceli Raporu'ndan alınmış ifadeler.

"İsteyenlerin kendi ana dillerinde Milli Eğitim Bakanlığı kuralları içinde özel eğitim görebilmeleri, üniversitelerde ilgili araştırma enstitüleri kurabilmesi, her türlü iletişim, yazılı basın, yayın ve medyadan bu amaçla ve bu çerçevede yararlanabilmeleri sağlanmalı, bu konudaki tüm yasaklar ve tüm fiili engeller kaldırılmadır.' İşte bu ifadeler de yine Haziran 2001'de yine CHP tarafından hazırlanan rapordan.

Bu raporlar orada öyle dururken bu raporların altında Sayın Baykal'ın imzası dururken, Sayın Baykal çıkıyor dil konusunda yapılanları bölücülük olarak değerlendirmek gibi bir gaflet sergiliyor. Tamam da o raporda ifade ettiğiniz görüşleri o zaman nereye koyacağız. O gün "özel okullarda kendi dillerinde eğitim yapsınlar' diyorsun. Bu kadar ileri gidiyorsun; ama bugün dil konusunda atılan her adıma sert bir şekilde karşı çıkıyorsun."

-"FARKLI DİLLERİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER DSP-MHP-ANAP KOALİSYONU DÖNEMİNDE KALKTI"-

DSP-MHP-ANAP hükümetinin hayata geçirdiği Avrupa Birliği Uyum Paketleri'nden örnekler veren Başbakan Erdoğan, bu hükümet döneminde Radyo ve Televizyonların Kuruluşu Hakkındaki Kanun'da yapılan değişiklikle, Türk vatandaşlarının, günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde yayın yapılmasının önündeki hukuki engellerin kaldırıldığını hatırlattı. Erdoğan Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Kanunu'nda yapılan değişikliklerle Türk vatandaşlarının günlük hayatlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçeleri öğrenmelerinin önündeki hukuki engellerin de aynı koalisyon döneminde kaldırıldığını söyledi. Erdoğan, "Sayın Bahçeli'nin imzası orada öyle dururken bugün attığımız adımlara karşı çıkmak tutarlılık mıdır, dürüstlük müdür, dik bir duruş mudur? Bu zikzakların Türkiye'ye bir yararı olabilir mi? Bu tutarsızlık siyasete bir şey katar mı, bir seviye kazandırır mı?" dedi. Erdoğan şunları söyledi:

"Onun için diyorum ki teşkilat olarak, Ben özellikle MHP'nin, CHP'nin yönetimine değil, tabanına sesleniyorum; lütfen, ne olur başınızı iki elinizi arasına alın, düşünün. Bu gidilen yol doğru mudur? Şöyle bir hesabını sorun. Bu yaklaşım metodu doğru mudur? Onun için biz MHP ve CHP'ye gönül vermiş kardeşlerimize de sesleniyoruz. Bu süreci ülkemizin birliği, kardeşliği için lütfen iyi düşünelim, iyi değerlendirelim. Bunu yapalım ki ülkemiz geleceğe çok daha farklı, çok daha emin adımlarla yürüsün.

Ben, başta il başkanlarım olmak üzere teşkilatımın tüm mensuplarından bu oyunu demokrasi ve hukuk çerçevesinde boa çıkarmak için her an uyanık olmalarını rica ediyorum. Onlar bölmeye çalıştıkça biz birleştireceğiz. Onlar ayırdıkça biz bütünleştireceğiz. Onlar tahrik edecek biz sakinleştireceğiz. Onlar yalan söyleyecek, iftira atacak, karalama kampanyaları yürütecek biz bunların tamamını boşa çıkartacağız."

"Demokratik açılım" süreci ile ilgili CD ve doküman hazırladıklarını da anlatan Erdoğan, bunların en kısa zamanda teşkilat mensuplarına ulaştırılacağını belirterek, partililerden, bu CD ve dokümanlardan yararlanarak il il, ilçe ilçe, belde belde, köy köy dolaşarak süreci anlatmalarını istedi.

"Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci" ile ilgili olarak TBMM'de yapılan oturumların ardından bazı çevrelerden olumsuz yaklaşımlar gördüklerini ifade eden Erdoğan, "Dağ fare doğurdu', "Havanda su dövdüler' gibi yaklaşımlarla süreci hafife alanların, ya kasıtlı davrandıklarını ya da sorunu anlamaktan uzak olduklarını" kaydetti. Bu meselenin dün ortaya çıkmış, ülke gündemine yeni girmiş, Türkiye'nin gündemini sadece 25-30 yıldır işgal eden bir mesele olmadığının altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Son derece köklü, grift, karmaşık bir meseleyi çözmek için adım atıyoruz. Akşamdan sabaha her şeyi çözmek keşke mümkün olsaydı ama değil. Onun için bu projenin, bu sürecin, kısa, orta ve uzun vadeli bir takvimi var, kısa vadeli yapacaklarımız var -ki bunu yapmaya başladık zaten. Yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Orta vadede yapacaklarımız var. Yasal düzenlemelerle süratle onları da yapacağız, yapıyoruz. Uzun vadede de yapacaklarımız var ki bu anayasal bazı değişiklikler gerekiyor. Onu da bu şekilde yapacağız.

Anayasal değişiklik deyince Ana muhalefet liderinin her yeri, jest, mimik hareketlenmeye başladı. Sebep? Niye bundan gocunuyorsun? Bunu ilk defa gündeme getirenlerden biri sensin. "Efendim, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri değiştirecekler.' Böyle bir şeyi ne benden ne de herhangi bir arkadaşımdan duydunuz mu? Böyle bir şeyi söylemediğimiz halde bunu dile getirmek bunların ne kadar art niyetli olduğunu gösteriyor. Anayasamızda şu anda özellikle üzerinde konsensüs temin edilen bir çalışmayı yaparak sorun alanlarını gidermeye yönelik adımlar atmanın gayreti içerisinde olacağız.

Anayasa'nın bazı maddelerinin değiştirilmesi, geçmişten bu yana, ki büyük bir çoğunluğunun değiştirilmesi bugün toplumumuzun genelinde kabul gören ve geneli tarafından istenilen, talep edilen bir konu. Niye rahatsız oluyorsun? Neden? Hadi buyurun gidelim millete. Millete soralım. Bak bakalım millet ne istiyor. Ama millet anlamaz. Çünkü onlara göre göbeğini kaşıyanlar anlamaz. Sadece bunlar anlar. Hayır biz diyoruz ki milletim ne kadar anlıyorsa biz de o kadar anlarız. Farkımız bu. Demokrasilerde seçilmek maharet değildir. Aslında seçmek maharettir. Zaten seçmede başarılı olduğunda bir ülke aydınlık yarınlara çok daha farklı bir şekilde gider. Onun için de özellikle eğitimli, yetişmiş bir toplumun gayreti içerisindeyiz."

Erdoğan, 2005 yılında Diyarbakır'da "Kürt meselesi benim meselemdir" dediğini hatırlatarak, kendilerini bunun üzerine hiçbir şey yapmamakla eleştirenlere şunları söyledi:

"Kürt meselesi benim meselemdir dediğimde, bu Türkiye'de büyük yankı bulmuş, umut verici bulunmuştu. Bugün sizin dikkatinizi çekiyorum. TBMM, iki tam gün boyunca bu meseleyi tüm boyutlarıyla özgürce tartışmıştır, tartışılabilmiştir. İşte açılım budur. Bu bir süreç ve bu süreç bir anda başlayıp bir anda bitecek bir süreç değil. Bundan tam 7 yıl önce 18 Kasım 2002'de aslında biz bu süreci başlattık. AK Parti'nin programını açan bu sürece yönelik oradaki ifadeleri oradaki ifadeleri çok açık ve net görebilirler. Aşama aşama, kademe kademe bugünlere getirdik ve bu günde geleceğe doğru bunu devam ettiriyoruz.

Olağanüstü Hal uygulamasını biz kaldırdık. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 'Olağanüstü Hal yeter' diyen vatandaşlarım bunun hangi iktidar tarafından kaldırıldığını biliyor. 7 yıl boyunca Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimize, diğer bölgelerimizle birlikte 15 katrilyon tutarında yatırım yaptık. 79 yıllık sürece bakın bunu göremezsiniz. Ama bunu biz gerçekleştirdik.

GAP, DAP ve KOP için eylem planı hazırladık ve hızla uygulama safhasına getirdik. 5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanun ve Uygulama yönetmeliğini çıkardık ve uygulamaya koyduk.

Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldırılmasından, Dernekler Kanunu'na, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'ndan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'na kadar çok geniş alanda değişim, dönüşüm gerçekleştirdik.

Nüfus Kanunu'ndaki değişiklikle isim koşma konusundaki kriterleri yeniden düzenledik. Farklı kültürlere, örf sahip bireylerin özel hayatlarına, aile hayatlarına ilişkin özgürlükleri koyduk.

TRT ilk olarak 2004 yılında AB'ye uyum için yapılan düzenlemeler çerçevesinde TRT3 ekranlarından Kürtçe, Zazaca, Boşnakça, Arapça ve Çerkezce yayına başladık. İlk etapta sadece kamu televizyonlarına verilen yerel dil ve lehçelerde yayıp yapma hakkını 2005 yılında özel kuruluşlara da verdik. TRT6 yayına girdi. Ne oldu, ne kaybettik? Devletin bir kanalı şu anda 24 saat Kürkçe yayın yapıyor. Şimdi Farsçaya başlayacağız. Yine devletin bir kanalı tamamen o bölgede Farsça yayın yapacak. Yine aynı şekilde yakın bir zamanda inşallah o bölgede bir kanalımız Arapça yayın yapmaya başlayacak."

-DOMUZ GRİBİ-

Konuşmasının son bölümünde Domuz Gribi konusuna da değinen Başbakan Erdoğan, "Bunları artık gündemden çıkartmamız lazım. Bunları gündemde tutmak suretiyle Domuz Gribi yok olmuyor. Sağlık Bakanlığımız bütün tedbirleri almıştır. Bu kadar yazıp çizmek, her gün ölüm haberini vermek, bununla Domuz Gribini şifa bulmuyor. İlgili merciler zaten gerekli çalışmayı, yeterli çalışmayı zaten yapıyor" dedi.

Erdoğan, genetiği değiştirilmiş ürünlere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in gerekli açıklamaları yaptığının altını çizerek, "Bakıyorsunuz hala bunun üzerine gidiyorlar" diye konuştu.(

Avrupa Birliği AB Başkanı Kesinleşti.


KIYASIYA SÜREN REKABETTE LİDERLER SON NOKTAYI KOYDU

AB liderleri, 5 yıl önce Türkiye'nin üyeliğine güçlü ifadelerle karşı çıkan Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy'un ilk daimi AB Başkanı olarak atanması konusunda uzlaşma sağladı.

Yeni AB anayasası Lizbon Anlaşması'yla getirilen AB Konseyi Başkanlığı ve AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği (Dışişleri Bakanı) koltuklarına atanacak isimleri belirlemek için akşam yemeğinde bir araya gelen AB devlet ve hükümet başkanları, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in başkan adaylığından çekilmesi karşılığında, AB Komisyonu'nun İngiliz Üyesi Catherine Ashton'un da AB dışişleri bakanlığına getirilmesini kararlaştırdı.

Belçika'da başbakanlık görevinde 1 yılını henüz doldurmayan Hristiyan Demokrat Van Rompuy, partisinin muhalefette olduğu 2004 yılında parlamentoda yaptığı bir konuşmada, "Türkiye, Avrupa'nın parçası değil ve asla parçası olmayacak" demişti.

Van Rompuy, "AB'nin, Türkiye'yi içine alarak genişlemesi geçmişteki genişlemelerle kıyaslanamaz. Avrupa'da aynı zamanda Hristiyanlığın temel değerleri de olan mevcut evrensel değerler, Türkiye gibi büyük bir İslam ülkesinin girişiyle kuvvetini yitirir" ifadesini kullanmıştı.

Van Rompuy'un AB Başkanlığı için en fazla çaba gösteren liderler arasında Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy öne çıkmıştı.

-AB'YE İLK DAİMİ BAŞKAN OLARAK SEÇİLEN VAN ROMPUY: -"(TÜRKİYE'NİN ÜYELİĞİ KONUSUNDA) GÖRÜŞLERİM BİLİNİYOR AMA KİŞİSEL FİKİRLERİMİN GÖREVİMLE ALAKASI YOK"

Britanya Başbakanı Gordon Brown, Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy'un Avrupa Birliği'nin ilk Başkanı olarak göreve atandığını bildirdi.

Başbakan Brown, AB liderler zirvesinde yaptığı açıklamada, şu anda Avrupa Birliği Komisyonu'nun ticari ilişkilerden sorumlu üyesi Britanyalı Catherine Ashton'ın da AB Dışişleri Bakanı görevine getirildiğini belirtti.

Brown, 27 üye ülkenin liderlerinin katıldığı toplantının ardından basına yaptığı açıklamada, AB Konseyi'nin Herman Van Rompuy'u, Konsey'in ilk başkanı olarak atadığını ve kendisini kutladıklarını belirterek, Catherine Ashton'ın da gelecek 5 yıl boyunca AB dış politikasında emsalsiz bir pozisyonu olacağını söyledi.

-VAN ROMPUY'UN TÜRKİYE İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARI-

1 Aralıkta yürürlüğe girecek yeni AB anayasası Lizbon Anlaşması'nda öngörülen AB Konseyi Başkanlığına seçilen Hristiyan Demokrat Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy da, 1 Ocakta üstleneceği yeni görevinde Türkiye'nin üyeliği konusundaki kişisel görüşlerinin önem taşımadığını söyledi.

AB zirvesinin ardından düzenlenen basın toplantısında Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili bir soruyu cevaplandıran Van Rompuy, "üye ülkelerin oy birliğiyle aldıkları kararların kendi kişisel görüşlerinin bütünüyle üzerinde olduğunu" belirtti.

AB Konseyi Başkanı olarak kendi fikirlerini savunmak yerine üye ülkeler arasında uzlaşma sağlamaya çalışacağını anlatan Van Rompuy, "(Türkiye konusunda) kişisel görüşlerimi biliyorsunuz ama bunun görevimle alakası yok" dedi.

Konuşmasında AB'yi "değerler birliği" olarak tanımlayan Van Rompuy, "üyelik kriterlerin karşılanması koşuluyla AB'nin genişlemeye devam edeceğini" bildirdi.

Belçika'da başbakanlık görevinde bir yılını henüz doldurmayan Hristiyan Demokrat Van Rompuy, partisinin muhalefette olduğu 2004 yılında, parlamentoda yaptığı bir konuşmada, "Türkiye, Avrupa'nın parçası değil ve asla parçası olmayacak" demişti.

Van Rompuy, "AB'nin, Türkiye'yi içine alarak genişlemesi geçmişteki genişlemelerle kıyaslanamaz. Avrupa'da aynı zamanda Hristiyanlığın temel değerleri de olan mevcut evrensel değerler, Türkiye gibi büyük bir İslam ülkesinin girişiyle kuvvetini yitirir" ifadesini kullanmıştı.

Van Rompuy'un AB Başkanlığı için en fazla çaba gösteren liderler arasında Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy öne çıkmıştı.
 
Support :
Copyright © 2012. Güncel Malatya Haberleri - Eğlenceli Haberler - Tüm Hakkı Saklıdır.
Site Dizayn by Webtam Malatya Haber Site Yayın Akışı